Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

14 Kasım 2011 Pazartesi

BANKNOT KOLEKSİYONCULUĞU (Yazar: R.MERT ERDUMLU)


           Banknot koleksiyonculuğu, tüm dünya ülkelerinde yaygın ve eski bir alışkanlıktır. Bugüne kadar, gezmiş olduğum birçok ülkede, basit ve amatör toplayıcılıktan, profesyonel ve düzeyli koleksiyonculuğa kadar, hemen hemen her kesimden kişiyle tanıştım. Bu kişilerin heyecanları ve arayışları, koleksiyonlarına ilk başladıkları günlerdeki gibi taptaze ve özenilesi idi…

         Ortak olarak yaptığımız toplantı ve sohbetlerde ise, banknot koleksiyonculuğunun ülkemizdeki durumuna gösterilen hayretler ön planda yer alıyor. Hayretler, tabii ki olumsuz yönde seyrediyor. Çünkü, hiç kimse bizim kadar kökenli, temeli Osmanlı İmparatorluğu’na dayanan bir ülkede, koleksiyonculuğun bu kadar gelişmemiş olduğuna akıl erdiremiyordu.

            Banknot koleksiyonculuğu, hemen her ülkede pul koleksiyonculuğundan çok daha yaygınken, ne şükür ki ülkemizde, en azından pul koleksiyonculuğu ve banknot koleksiyonculuğu, kavramsal olarak birçok kişi tarafından bilinmekte... Ancak, banknot koleksiyonculuğu, maalesef, pul koleksiyonculuğunun bilinirliğinden, çok daha geride olduğunu üzülerek belirtmek isterim. Konunun detaylarına da değineceğim, ancak öncelikle sizlere küçük yaşlarda edindiğim bir anımı aktarmak istiyorum.

            8-9 yaşlarında, İstiklal Caddesi Atlas Pasajı’nda yer alan babama ait nümismatik mağazamızda oturuyoruz. Rahmetli babamın değerli bir dostu olan ve aynı zamanda Türk Nümismatik Derneği’nin kurucularından (ki bana göre ülkemizde bu konudaki en önemli çalışmaları başlatan ilk kişi) Sn.Cüneyt Ölçer içeri giriyor. Benim en çok sevdiğim sohbet ortamlarından bir tanesinde, konuyla ilgili çok önemli bir deneyimini paylaşıyor bizimle. Kendisinin Bursa’da ikamet ettiği yıllarda (ki sanırım benim daha dünyada olmadığım bir zaman diliminde) yanına bir Amerika’lı subay geliyor. Tam hatırlamıyorum ama Cüneyt Amca’nın evine ya da iş yerine geliyor bu subay…

            Cüneyt Amca’yla tanışmak istediğini söylüyor. Tabi, Sn.Cüneyt Ölçer hayretle sebebini soruyor. Bu subay tahmin ettiğimiz gibi koleksiyoner… Yaptığı araştırmalar nezdinde kendisine ulaştığını deklare ediyor. Hayretini gizleyemiyor ve 3 aşağı 5 yukarı şunları söylüyor:

            “Görevim gereği, birçok ülkede bulundum. Her ülkede önemli ölçüde banknot koleksiyoncusu var ve en önde gelenleriyle tanıştım. Ancak, sizin gibi tarihi kökeni önemli bir toplumda sadece sizin isminize ulaşabildim.”

           Cüneyt Amca, hafiften bir gurur yaşıyor yaşamasına, ama daha fazlasıyla bir hayret kaplıyor  yüreğini…Tablo, şu günlerde sebebini daha da iyi anladığım şekilde, gerçekten üzücü…

            Nümismatik alandaki faaliyetlerinin mihenk taşı olarak belirtmişti Sn.Cüneyt Ölçer bu anısını… Bugün hala, yapmış olduğu ve Türkiye İş Bankası Yayınları’nda basılmış olan çalışmaları, nümismatik dünyasının en önemli başvuru kaynaklarıdır. Tabi, bu kaynaklara hiç başvurmadan bu işi icra etmeye çalışan onlarca kişiyi göz ardı ediyorum bu tanımımda.

            O sıralar, babam Türkiye’deki ilk haftalık mezatları düzenleyen kişi… Kendisi de, bu hikayeden fazlasıyla etkilenmiş olacak ki, sadece insanları koleksiyonculuğa teşvik için, mezatlara katılan ve özellikle yaşları genç olan kişileri, konuyla ilgili olarak çok teşvik etmiş ve her türlü yardımı göstermeye gayret etmiştir. Gerçi bu kişilerden ilerleyen yıllarda kitap çıkartan dahi olmuştur, ama ben kitabın hiçbir bölümünde bir teşekküre rastlayamadığımı ve bu iş sektöründe vefa eksikliğini gözlemlediğimi, üzülerek belirtmek isterim. Kendisi, bana bile, okulda arkadaşlarıma bedelsiz olarak dağıtıp, kişileri koleksiyonculuğa teşvik etmem amacıyla sayısız yabancı banknot hibe etmiştir. Arkadaşlarıma bu banknotları peyderpey hediye ediyordum, umarım aralarından amatör düzeyde de olsa bazı koleksiyoncular kazanmışızdır.

            Ancak, tabi ki bu gibi faaliyetler, mikro girişimlerden öteye gitmeyecektir. Makro düzeyde ise bugün bizlere, konunun tanıtımı ve teşviki ile ilgili çok önemli görevler düştüğünü düşünüyorum.

            Gelelim, pul koleksiyonculuğunun ülkemizde daha fazla yol almış olmasıyla ilgili duruma. Postanemiz ve her dönemin posta müdürlerinin ve tabi ki genel yönetiminin, koleksiyon ve koleksiyonculuğu teşvik amacıyla yapmış oldukları özverili çalışmaları ve girişimleri tebrik ve takdir ediyorum.

             Maalesef ki, darphanemiz ve TCMB bu konuyla ilgili olarak posta servisimizin sergilediği gayretin yüzde birini bile sergilememiştir. Burada, yönetici sıfatı taşıyan kişiler arasındaki vizyonların, ne kadar farklı olduğuna tanık oluyoruz. Ancak, gayemiz bireysel faaliyetlerle de olsa, bu alandaki koleksiyonculuğun önem ve değerini her geçen gün daha fazla insana aktarmaktadır.

            Ben, bireysel olarak en az 100 arkadaşımı banknot koleksiyonuna başlattım. Küçük bir rakam; ancak, bu 100 kişi de, kendi çevrelerinde en az 10’ar kişiye konuyu izah etse ve aynı mantık ile durum gelişme gösterse, bilgi ve deneyim sahibi bir bireyin en az 10.000 kişiyi etkileyebileceği gerçeği aşikardır... Tabi ki, burada, bu rakamın içinde çok çok amatör düzeyde başlayan 20-30 banknottan oluşan küçük bir koleksiyon oluşturup, bunu muhafaza eden kişileri de düşünüyoruz.

            Banknot koleksiyonu nasıl ve hangi alanlarda yapılabilir?
            1-) T.C. Kağıt Paraları
            2-) Osmanlı Kağıt Paraları
            3-) İlgi duyulan ve/veya yakınlık duyulan bir yabancı devletin paraları
            4-) Tematik koleksiyonlar (devlet başkanları, Nazi dönemi Almanya eyalet paraları, yelken temalı paralar, kraliçe temalı paralar, hayvan figürlerinden oluşan paralar, her ülkenin 1’lik küpürleri, önemli siyasal olayları anlatan paralar, Amerikan Doları koleksiyonu, insan topluluklarını tema edinmiş paralar ilk aklıma gelen temalar arasında sayılabilirler…)

            Örneğin, bendeniz 3 farklı temada koleksiyon yapıyorum. 14 yaşında başladığım yelken temalı paralar, 20’li yaşlarımın ortalarında başladığım insan topluluklarını tema edinmiş olan paralar ve son 2 yıldır da yol kat etmeye başladığım kraliçe temalı paralar…

            Bu şekilde, tematik koleksiyonlar için geniş bir bütçeye de ihtiyaç yok. 1 TL ile 200 TL arasında değişen fiyatlarla güzel bir yatırım da olacağını düşündüğüm bu koleksiyonlara başlamanızı öneririm ve gereken yardımı da gösteririm. Bu noktada, kısa bir not olarak şunu da eklemek istiyorum. Koleksiyonlar illa büyük bütçelerle oluşturulmazlar, çok küçük bütçeye sahip koleksiyonlar da vardır. Ben küçük yaşlardan beri başlayıp geliştirdiğim bir çok koleksiyonu çok küçük bütçelerle oluşturdum.

            İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden, değerli hayat arkadaşım Dr.Nazan Erdumlu da, yine benim teşvikim ile küçük bir bütçe ayırmak suretiyle kraliçe temalı yabancı banknot koleksiyonu yapmaktadır.
           
            Harp Akademileri’nde doktora eğitimine devam etmekte olan, benim çok değerli bir arkadaşım olan ve mazimizin lise yıllarımıza dayandığı, Sn.Tarık Demir ise, devlet büyükleri temalı banknot koleksiyonuna büyük bir heyecan ile devam etmektedir.
            Kulübümüze bir aralar üye olarak kazandırmış olduğum, ancak devamlılık gösteremeyen bir başka arkadaşım, BJK eski başkanlarından Sn.Gazi Akınal’ın öz torunu, sevgili Mehmet Akınal da, bugün güzel bir Nazi Almanyası dönemi banknot koleksiyonuna sahip.

            Kulübümüz üyelerinden, hepinizin çok yakinen tanımakta olduğu Av.Coşkun Sakarya’nın da hayvan temalı, çok güzel, rengârenk bir banknot koleksiyonu olduğunu da sizlerle paylaşmak isterim. Kendisi, benim teşvikim ile bu koleksiyona başlamıştır ve bugün zarar etmesi olanaksız çok güzel bir birikime, gayet cazip bir bütçe ile sahip olmuştur.

            Sanırım, yaşadığım sürece, çok sayıda arkadaşımı ve büyüğümü önem ve değerini çok iyi bildiğim banknot koleksiyonlarıyla tanıştırmaya devam edeceğim. Bu bağlamda, amatörce hazırladığım ve bilgi içerikli bir blog bulunmaktadır. Turknumismatik.blogspot.com adresinden, nümismatik ile ilgili teknik bilgilere ve makalelerime ulaşabilirsiniz.

R.Mert ERDUMLU 
2011 

1 yorum: